Güncelleme Tarihi:
Yaşadıklarını Daily Mail'deki köşesinde anlatan Spicer için her şey geçen yıl 54 yaşındayken aldığı dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) teşhisiyle başladı. Bu durumdan köşesinde bahsettiğinde birçok okur kendisine "etobur diyeti" uygulaması yönünde tavsiyeler içeren e-postalar gönderdi.
Etobur diyet bir süredir gündemden düşmüyor. Bu beslenme şeklinin otoimmün hastalıklardan otizm ve DEHB gibi nörogelişimsel bozukluklara kadar birçok soruna iyi geldiği öne sürülüyor.
"Etobur ol" tavsiyeleri yağmaya başladığında önce canının sıkıldığını, zira böyle şeylere kolay kolay inanmadığını hatta e-posta gönderenlere kaba yanıtlar yazdığını belirten Spicer şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz ay YouTube'da bir video izledim. 21 yaşındaki Daniel Vincent, ergenlik yıllarından beri yaşadığı DEHB belirtileri nedeniyle hayatının yaşanmaz hale geldiğini ancak birkaç ay boyunca sadece etle beslendikten sonra ilaçlarına ihtiyaç duymadığını, 40 kilo verdiğini, depresyonundan kronik ağrılarından ve sivilcelerinden kurtulduğunu anlatıyordu."
"Öncesi-sonrası fotoğrafları her şeyi anlatmaya yeterliydi. Durgun, dengesiz ve solgun hali geride kalmış yerine sağlıkla parlayan, kaslı, dışa dönük bir genç gelmişti. Hayatını tamamen değiştirdiği açıktı."
DEHB, kalıtsal bir nöro-gelişimsel bozukluk. Beynin belli bölgelerinin farklı şekilde performans sergilemesine yol açan DEHB, çeşitli görevleri organize etme ve yürütme, dürtüleri kontrol etme ve duyguları düzenleme gibi konularda zorluklar yaşamaya neden oluyor. Araştırmalar, DEHB'si olan kadınlarda genel kaygı bozukluklarının görülme olasılığının 3-4 kat daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Öte yandan sadece yağlı etler ve bazen yumurta tüketmeyi öngören etobur diyeti, sağlık otoritelerinin verdiği beslenme tavsiyeleriyle taban tabana zıt. Birçok uzman bu şekilde beslenmenin, kanser, obezite, diyabet, kalp krizi ve karaciğer hastalığına davetiye çıkarmak olduğunu düşünüyor. Yine de özellikle mental sağlık söz konusu olduğunda, etobur diyetinin popülerliği artıyor.
Ancak etobur beslenmenin bu faydalarına ilişkin kapsamlı araştırmalar desteklenmiş kanıtlar yok. Vincent gibilerin yaşadıkları "anekdotal kanıt" olarak değerlendiriliyor. Dahası doktorlar arasında da bu şekilde beslenmenin mental sorunlara iyi gelebileceğini düşünenlerin sayısı çok az.
Onlardan biri "metabolik psikiyatrist" ve "Change Your Diet, Change Your Mind" (Beslenmeni Değiştir, Zihnini Değiştir) kitabının yazarı Dr. Georgia Ede. Ede, Spicer'a yaptığı açıklamada, "İnflamasyonu, enerji yollarını ve insülin direncini iyileştiren bir beslenme benimsediğinizde, duygusal ve bilişsel sorunları azaltabilir veya tersine çevirebilirsiniz. DEHB'li kişilerde etobur olmanın iki faydası vardır: Rahatsız edici bitkisel besinleri hayatınızdan çıkarmak ve ketozis içinde olmak" ifadelerini kullandı.
Ketozis, yağdan zengin karbonhidrattan fakir beslendiğiniz durumlarda ortaya çıkan bir durum ve vücudun enerji ihtiyacını karşılamak için yakacak glikoz bulamadığı durumlarda yağ yakmaya başlaması, hücrelerimiz için enerji kaynağı olarak keton üretmesi olarak tarif ediliyor.
Bazı kilo verme diyetlerinin de odağında yer alan ketozis aynı zamanda bir asırdır epilepsi nöbetlerini azaltma etkisiyle biliniyor.
Ede, "Etobur diyetinin amacı doğal olarak oluşan karşı besinleri ve bitkilerde bulunan savunma toksinlerini doğal yollarla vücuttan atmak. Bu tüm bitkiler hayatımızdan çıkarılmalı demek değil. Ancak bazı bitkisel gıdalar çok fazla toksin içeriyor ve çok az besin sağlıyor. Dolayısıyla birçok kişi için bu gıdaları tüketmenin riski faydasını geçiyor" dedi.
Toksinler denince akla öncelikle pestisitler gibi çevresel kirleticiler geliyor. Ancak burada bahsi geçen toksinler bitkilerde doğal olarak bulunuyor ve doğadaki hayvanların onları yememesi için bir savunma mekanizması görevi görüyor. Birçok uzman bu doğal toksinlerin tamamen zararsız olduğunu ve bitkilerin besin değerinin bir parçası olduğunu belirtiyor.
Ancak etobur beslenme yanlıları, artan zihinsel sağlık sorunlarının ve otoimmün hastalıkların sebebinin bu toksinler olduğuna inanıyor. Bu gruptakiler özellikle mercimekte ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunan toksinlerin zararlı olduğunu vurguluyor. Halbuki beslenme uzmanları ve kardiyologlar, bu gıdaları bırakıp etobur olmanın kişinin kendi ölüm fermanını imzalamasına denk olduğunu savunuyor.
Örneğin Imperial College London araştırmacısı ve "Every Body Should Know This" (Her Beden Bunu Bilmeli) kitabının yazarı Dr. Frederica Amati, "Yağ oranı yüksek beslenmenin beyninize yardımcı olduğunu destekleyen kanıtlar var ama uzun vadede sürdürülebilir değil bu. Benim tavsiyem uzak durmak. Birçok farklı gıdadan aldığımız besin maddelerine ihtiyacımız var" diye konuştu.
Bütün bunları öğrendikten sonra etobur diyetini 10 günlüğüne denemeye karar verdiğini ifade eden Spicer sonrasında yaşadıklarını da şöyle anlattı:
Sıkı bir etobur diyeti günlük kalorilerin en az üçte ikisini yağdan kalanını da proteinden almayı gerektiriyor. Etobur diyetinde karbonhidrata ve life izin verilmiyor. Ayrıca yiyecekleri iyice tuzlamak (ya da elektrolit) almak ve vücudun yağ yakımına ayak uydurabilmesi için çok fazla su içmek gerekiyor.
Örneğin yağ oranı yüzde 70'in üzerinde olan bir parça biftek, 3 yumurta, bol miktarda tereyağı ve tuz, etobur diyetine uygun bir menü. Ben de böyle başladım.
Bütün çorbaları, sebze, meyve ve baklagilleri dolabımdan çıkarıp kardeşime verdim. Onun pişirdiği tavuk yemeğini de yanında pilav ve üzerinde sos olmadan yedim. Kendimi sinirli ve huysuz hissediyordum. Saatlerce yemek düşünmemiştim ama bir anda açlık ve öfke karışımı bir his duymaya başladım.
Tavaya bir biftek daha attım, yanına yumurta ekledim, tuz ve karabiberle yedim. Tavayı silip süpürdüm. Hem çok lezzetliydi hem de çok iyi doydum.
Kahvaltıda tereyağında pişmiş üç yumurta yedim. Beynim kızarmış ekmek ve kahve diye çığlık atıyordu ama ikisini de tüketmedim. Kahvaltıdan sonra köpeklerimle dışarı çıktığımda hissettiklerim beni şaşırttı. Kaygılı değil, sakindim.
Üç gündür tuvalete çıkmadım. Bunu endişe verici buldum ama fiziksel anlamda rahatsız değildim. Ancak akşam aldığım bir telefon beni endişelendirdi. Yakın bir arkadaşımda kolon kanseri teşhis edilmişti. 50 yaşın altındakilerde kolon kanserinin sebeplerinin hareketsizlik, aşırı alkol tüketimi, lif içermeyen yağ oranı yüksek beslenme olduğunu hatırlayınca kendi yemeğim beni korkuttu. Çünkü yine biftek yiyecektim.
Dr. Amati, "Eğer kolorektal kansere eğiliminiz varsa sadece 6 ay etobur beslenmek riskinizi ciddi anlamda artırmaya yetecektir. Kırmızı etten zengin, sıfır lif içeren bir beslenmenin tehlikeli olduğunu on binlerce kişiden toplanmış epidemiyolojik veriler gösteriyor" dedi.
Dr. Ede ise kırmızı etin kolon kanserine, doymuş yağların ve yüksek kötü kolesterol seviyelerinin kalp hastalığına yol açtığını gösteren bir kanıt olmadığını belirterek, ihtiyacımız olan her şeyi hayvanlardan alabilecekken bitki yemeye gerek olmadığını söyledi.
Kafam karışık ve et yağı gibi kokuyorum. Ruh halim dengeli, kendimi iyi hissediyorum ama bu şekilde beslenmenin masrafı da günden güne artıyor.
Günde üç öğün yeseniz bile, kızarmış et yağının tadı gibisi yok. O kadar lezzetli ki eti parçalayıp doyana kadar yiyorum.
Önümüzdeki birkaç günüm ev aramakla geçecek. Kendimi kötü hissetmeyi bekliyorum ancak her şeyi çok net bir biçimde görebiliyorum.
DEHB teşhisi aldığımdan beri ilaç kullanıyorum. Doğru dozu ayarlamak biraz zaman aldı. Çok fazla ilaç alınca kendimi hızlanan bir trende gibi hissediyorum, çok az aldığımda ise hiç ilaç almamışım gibi oluyor.
Dün normal miktarın yarısı kadar ilaç aldım ve bana hiç olmadığı kadar yardımcı oldu. Kendimi gençliğimde olduğum gibi normal ve kaygısız hissettim. Ama hâlâ kızarmış ekmek yemek istiyorum.
Dr. Ede, "Etoburların çoğu az miktarda şifalı bitki, çay, biber, kahve tüketiyor. Sınırı nerede çektiğiniz, bu eklemelerin ne kadarının hedeflerinize ulaşmanızı engellemeden beslenmenizi sürdürülebilir hale getirdiğine bağlı" diyor.
Deneyime yardım etmek için keton seviyelerimi ölçmeyi teklif etti. Bunun için bir cihaz aldım. ketonlar 1,5 civarında olduğunda kendimi çok sakin ve ayakları yere basan bir insan gibi hissediyorum. Tesadüf mü?
18 ay boyunca ne yaparsam yapayım hep diken üstündeydim. Hep en kötüsünün olmasını bekliyordum. Dün gece ilk kez şöminenin karşısında sakince uzanıp uykuya daldım.
Oxford Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan ve "dikkat sorunları, beyin sisi, menopoz ve kaygı gibi sorunlarına çözüm olarak etobur ya da keto beslenmeye geçmek ve metabolik psikiyatriden faydalanmak isteyen" kişilere koçluk hizmeti sunan Ally Houston'ı aradım.
Ally bana kendi etobur öğle yemeğinin fotoğrafını gönderdi. Lezzetli görünüyordu ama tek dikkatimi çeken şey et yağının parıltısı oldu. Evim et yağı kokuyordu, salata yemek istiyordum.
"Ketojenik beslenme, DEHB ve ilişkilendirilen depresif belirtiler" üzerine bir araştırma yapan Ally'e, sadece dana eti yiyerek hayatımı sürdüremeyeceğimi söyledim. O da bana "Sevdiğin gıdaları seç" dedi. Konserve balık ve yumurtada karar kıldık ama Ally beni balıkları et yağında pişirmem konusunda sıkı sıkı tembihledi.
Bu sabah umut ve enerji dolu uyandım. Akşam yemeğinde bir diyabetliyle yan yana oturdum. Ona keton sayacımı gösterip "Hedefim tamamen keto beslenip değeri 9'a çıkarmak" dedim. O da bana bunun beni öldürebilecek bir aptallık olduğunu söyledi.
Yemek olarak sadece et sipariş ettim. Ama sonra karbonhidratları metabolizmamdan gizlemek için üzerine bolca tereyağı sürülmüş bir parça ekmek attım ağzıma. Biraz karnabahar yedim. Çikolatalı pastadan da ince bir dilim.
Ekmek ve çikolatalı pastadan sonra keton değerim 0,4'e düştü. Ketoziste değilim artık, diyetlerden nefret ediyorum.
Bütün tereddütlerime ve kafa karışıklıklarıma karşın, bu şekilde beslenmenin tüm tuhaflığına karşın, etoburken kendimi daha iyi hissediyorum.
Ketojenik beslenmenin mental sağlığa ve DEHB gibi durumlara etkisine dair araştırmalar henüz çok yeni olabilir. Dahası bu şekilde beslenmek zihinsel anlamda faydalıysa bile fiziksel sağlığa nasıl bir maliyeti olduğunu bilmiyoruz.
Ancak şunu biliyorum: Etobur diyetimi bırakıp normale yakın, makul beslenmeye geri döndüğümde kaygılı ruh halim geri döndü. O nedenle bugün kahvaltıda kuzu eti, hamsi ve bir avuç dolusu zeytin yedim ve şu an ruh halim iyiye gidiyor.
Daily Mail'in "I ate nothing but meat, eggs and dripping to try to calm my brain after reading plant 'toxins' can ruin mental health. The results are astonishing, reveals KATE SPICER" başlıklı haberinden derlenmiştir.