Güncelleme Tarihi:
Mezarlık yürüyüşlerinin doğayla, kendileri ve başkaları arasında bağlarını derinleştirdiğini, çok huzurlu bir yer olduğunu, asla tedirgin olmadıklarını söyleyen çift, 2020’den beri düzenli olarak yaptıkları bu ziyaretleri sayesinde farklı kültürler ve ölüm gelenekleri hakkında çok şey öğrendiklerini belirtti.
‘BAZILARI BUNUN HASTALIKLI BİR DURUM OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR’
Business Insider’da yazan, Mar Yvette “İnsanlara eşimle birlikte mezarlıklarda yürümekten hoşlandığımızı söylediğimde, genellikle şaşkın şaşkın bakıyorlar. Birçok kişi bunun korkunç ve hastalıklı bir durum olduğunu düşünürken, bazıları da ölen yakınların ziyaret edilmediği sürece bunun bir anlamı olmadığını düşünüyor.” dedi.
Pandemi sırasında kalabalıktan kaçmanın ve apartmandan uzaklaşmanın bir yolu olarak mezarlık yürüyüşlerine başlayan çift, bu ziyaretlerin zamanla düzenli bir aktiviteye dönüştürdü. Los Angeles'ta yaşadıkları bölgedeki mezarlıkları keşfettikten sonra diğer eyaletlerdeki mezarlıkları da keşfe daldıklarını, hatta yurt dışına çıktıklarında ilk iş olarak mezarklık gezdiklerini, mezarlıkların her zaman gezilip görülecek yerler listelerinin başında yer alıyor.
Mar Yvette “Mezarlıklar düşünmek, gezinmek ve vefat edenlere saygılarımızı sunmak için bize huzurlu bir yer sunuyor. Üstelik hiçbir maliyeti de yok.” sözleri mezarlık ziyaretlerinin hayatlarını hayal edebileceklerinden çok daha fazla bir şekilde nasıl zenginleştirdiğini ifade etti.
'DOĞAYLA BÜTÜNLEŞMEK İÇİN BİR ŞANS'
Ne kadar büyük ya da küçük olursa olsun, mezarlıkların genellikle çeşitli flora ve faunaya (Flora, tropikal bitki örtüsü, fauna ise egzotik hayvan türleridir) ev sahipliği yaptığını ifade eden Mar Yvette, eşi ile en sevdiği yerlerden birinin büyük ve tertemiz Los Angeles Ulusal Mezarlığı olduğunu, büyük ve güzel ağaçların, gül bahçelerinin, kuşlar, sincaplar ve tavşanlarla dolup taşan bir yer olduğunu söyledi ve ekledi:
“Genellikle tüm alan bize kalıyor ve o mezarlıkta yürürken ve Meksika-Amerika Savaşı ve İç Savaş'a kadar uzanan askerlerin mezarlıklarına uğrarken hissettiğimiz huzur oldukça rahatlatıcı oluyor.”
‘FİZİKSEL SAĞLIĞIMIZI İYİLEŞTİRDİ’
“Eşim ve ben yoğun egzersiz yapmıyoruz, bu nedenle mezarlık yürüyüşleri adımlarımızı atmak için etkili bir aktivite.” diyen Mar Yvette, tabii ki mezar taşlarının üzerinde yürümemeye ve mümkün olduğunca asfalt yürüyüş yollarını kullanmaya özen gösterdiklerini belirtti.
‘ZİHİNSEL REFAHIMIZI ARTIRDI’
Açık alanlarda vakit geçirmenin beden ve zihin için harikalar yarattığını, hareket edildiği için doğa yürüyüşleri gibi mezarlık yürüyüşlerinin de stresi azalttığını ifade eden Mar Yvette, “Temiz hava alıyoruz ve kendimize zihinsel bir mola verme, kendimizle bağlantı kurma ve anda kalma fırsatı veriyoruz.” dedi.
'ZAMANDA GERİYE YOLCULUK YAPIYORMUŞUZ GİBİ HİSSETTİRİYOR'
“Ne zaman dikkatimi çeken bir mezar taşı görsem, o kişi hakkında daha fazla bilgi edinmek için internette araştırma yaparım.” Diyen Mar Yvette, yaşadığı bir anısını paylaştı:
“Paris'teki şaşırtıcı Père-Lachaise Mezarlığı'nda, dünyanın en ünlü sanatçıları, yazarları ve müzisyenleri de dahil olmak üzere orada mezarları olan insanlar hakkında çok şey öğrendik. Bir kişinin yaşadığı dönemde dünyada neler olup bittiğini ve o kişi için hayatın nasıl olduğunu düşünmeyi seviyorum.”
Yazar ve eşi yurtdışına seyahat ettiklerinde de mezarlıkları ziyaret ediyor.
“Müzeler gibi mezarlıklar da zamanda geriye doğru bir adım atmaya en yakın şeylerden biri” diyen yazar, bu ziyaretlerinin onlara daha güçlü bir empati ve bağlantı duygusu kazandırdığını sözlerine ekledi.
Mezarlıkları ziyaret etmenin bazen kasvetli bir deneyim olabileceğini, yıllar boyunca bebeklerin, gençlerin ve trajik sonlarla hayatını kaybeden sayısız insanın mezarıyla karşılaştıklarını söyleyen Mar Yvette, bunun onları üzse de başkalarına karşı empati duygularını derinleştirdiğini, ayrıca kendi sevdiklerinin yasını tutarken de onlara yalnız olmadıklarını hatırlatarak yardımcı olduğunu vurguladı.
‘BİZİ GÜLÜMSETEN MEZAR TAŞI YAZILARI DA GÖRDÜK’
Mezarlıklar genellikle hüzünlü hikayeleri barındırırken, mizah dolu anları da ortaya çıkarabileceğini söyleyen yazar, gördüğü ilginç mezar taşı yazısını şöyle anlattı:
“Pek çok mezar taşında ‘Sevgili eşim, annem ve kız kardeşim’ gibi klasik yazılar yer alsa da bazı sıra dışı mezar taşı yazıları ile dikkat çekiyor. Beni gülümseten bir mezar taşında ‘Uğradığınız için teşekkürler’ yazarken, bir diğerinde ‘Sonunda huzuru buldum... ve sen de buldun!’ yazıyordu"
MATEMATİK BECERİLERİMİ GELİŞTİRDİ
“Kocamın sayılarla arası çok iyidir ama benim hiç iyi olmadı. Matematikte daha iyi olmak muhtemelen mezarlık gezilerimizin en büyük sürprizi oldu” diyen Mar Yvette, mezar taşlarındaki farklı doğum ve ölüm tarihlerine bakmak için durduklarında, kişinin öldüğünde kaç yaşında olduğunu hesaplamak için her gittiğimizde matematik dersi almak gibi bir şey yaşadığını sözlerine ekledi.
‘FARKLI KÜLTÜRLER VE GELENEKLER HAKKINDA ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK’
Ülke ve dünya çapındaki mezarlıkları ziyaret etmenin, farklı kültürlerin vefat edenleri nasıl onurlandırdığı konusunda onlara fikir verdiğini söyledi ve gördüğü ilginç bir geleneği paylaştı:
“Mesela Meksika'nın küçük adası Isla Mujeres'teki deniz kenarı mezarlığında, insanlar ölenlerin içmesi için mezar sunaklarına su ya da soda şişeleri bırakıyor. Birçok Yahudi mezarlığında da ziyaretçiler saygı göstergesi olarak mezarlara taş bırakıyor. “
ÖLÜMÜN VARLIĞI HAKKINDA KIYMETLİ BİR HATIRLATMA
Mezarlıkların, yaşamın doğal bir parçası olan ölümle doğrudan ilişkili olduğunu, ancak birçok insan için rahatsız edici bir konu olduğunu söyleyen Mar Yvette, bu kadar doğrudan bir şekilde yüzleşmenin tedirgin edici olabileceğini, kaygı ya da korkuyu tetikleyebileceğini ancak eşi ile birlikte mezarlık yürüyüşlerini çok sevdiklerini söyledi ve ekledi: “Çünkü bize hepimizin dünyadaki bu kolektif yolculuğun bir parçası olduğumuzu hatırlatıyor, neyin önemli olduğunu netleştiriyor ve her anın mümkün olduğunca değerini bilmemiz için bize ilham veriyor.”
Business Insider'ın ‘I take cemetery walks with my husband every day’ başlıklı haberinden derlenmiştir.