Güncelleme Tarihi:
Yedi çocuk annesi Gill Nibbs, 2009 yılında yaptırdığı kan testlerde kan şekerinin dengesiz olduğunu öğrendi. O zaman 55 yaşında olan kadına tip 1 diyabet teşhisi koyuldu. Gill’in kızı, gayet sağlıklı olan annesinin ölümcül pankreas kanseri belirtilerini doktorların gözden kaçırdığını ve birkaç ay içinde annesinin ölümüne neden olduğunu iddia ediyor.
KİLOSU YOKTU, DÜZENLİ YÜRÜYÜŞ YAPIYORDU
Optik teknisyeni olan Gill, 42 yaşındaki üç çocuk annesi kızı Lucy'ye göre annesi her zaman sağlıklı görünüyordu. Sağlıklı bir yaşam tarzına sahipti, sigara ve içkiden uzak duruyordu, kilo problemi yoktu ve düzenli yürüyüş yapıyordu. Bu nedenle kendisine diyabet ve daha sonrasında pankreas kanseri teşhisi konulduğunda ailesi şaşırmıştı.
İnsanların sağlık sorunlarının geçiştirilmelsine izin vermemeleri konusunda uyaran Lucy, annesinin vücudunun insülin hormonu üretemediği için kan şekeri seviyelerinin çok yüksek olduğunu, yaşadığı semptomlar nedeniyle Tip 1 diyabet teşhisi konulduğunu ve kanserin göz ardı edildiğini ifade etti.
The Sun gazetesine konuşan Lucy, annesinin diyabet teşhisini takip eden 18 ay içinde, başka alışılmadık semptomlar yaşamaya başladı.12-13 kilo verdi, sırt ağrısı yaşamaya başladı ama doktorlar bu semptomları diyabetle ilişkilendirildi. Yani sürekli kilo kaybı yaşaması ve sık sık tuvalete gitmesi, kötü kontrol edilen diyabetinin belirtileri olarak geçiştirildi. Ancak, sırt ağrısı dayanılmaz hale geldiğinde, ailesi daha ileri tetkikler için doktorları zorlamaya başladı. “İçimden bir ses bir şeylerin çok yanlış gittiğini söylüyordu” diyen Lucy, “Eğer bunu daha önce fark etmiş olsaydık, annem hala hayatta olabilirdi.” dedi.
Pankreas kanseri, organın yağı sindirmek için kullanılan enzimleri üretememesi nedeniyle bağırsak alışkanlıklarında değişikliklere neden olabilir. Ayrıca büyüyen tümör sinirlere baskı yaptığı için sırt ağrısını da tetikleyebilir.
Trajik bir şekilde, Gill’e Mart 2011'de kanserin ilerleyen ve tedavi edilemez aşamalarda olduğuna dair yıkıcı bir teşhis konuldu.Lucy, “Doktorlar tümörün çok ilerlediğini, karaciğerine ve muhtemelen beynine yayıldığını tekrarladılar” dedi.
Pankreas kanseri, kanser hastalığının en az hayatta kalınabilir türlerinden biri olmaya devam ediyor ve endişe verici bir şekilde artış gösteriyor. Genellikle çok geç fark edilen ince belirtileri nedeniyle 'sessiz katil' olarak adlandırılır.
Yaşam süresini uzatmak için kemoterapi önerilmesine rağmen, birkaç aydan fazla iyileştirme olasılığı düşük olduğu için Gill kemoterapi görmemeyi tercih etti. O yılın sonlarına doğru bir bakımevine kabul edildi.
TORUNU İLE TANIŞANA KADAR HAYATA TUTUNDU
Kanser teşhisinden dört ay sonra, partneri John ile bir tören düzenledi ve bu tören için gelinlik giydi. Gill, ayrıca en küçük torunu Lottie ile tanışacak kadar uzun süre dayandı.
Lucy, kızı Lottie’i annesine göstermek için doğruca bakımevine gitti. Çok zayıflamasına rağmen Lottie'ye dokunmayı ve onu öpmeyi başarmıştı. Annesi yeni torununu görecek kadar hayata tutunmuştu.
Torununu gördükten sadece beş gün sonra, birkaç hafta önce 57 yaşına basmış olan Gill, sevgi dolu ailesinin yanında hayata gözlerini yumdu.
Lucy, “Huzur içinde ve acı çekmeden hayata veda ederken ona Somewhere Over the Rainbow şarkısını söyledim” dedi.
Birleşik Krallık'ta 90'lardan günümüze yaş ve cinsiyete göre 100.000 kişi başına düşen pankreas kanseri oranları “Yaşadığım acı ve üzüntüye rağmen onun huzur içinde olduğunu bilmek beni teselli ediyor.” diyen Lucy, başkalarının da benzer bir trajediyi yaşamasına engel olmak ve herkesin bu öldürücü hastalığın potansiyel belirtilerinin farkında olmasını istiyor.
Pankreas kanserinin olası belirtileri arasında gözün beyaz kısmının ve cildin sarardığı sarılık, kaşıntılı cilt, daha koyu idrar ve daha soluk dışkı yer alır. Diğer olası belirtiler arasında iştahsızlık, istenmeyen kilo kaybı, kabızlık veya şişkinlik sayılabilir. Bu belirtilerin birçoğunun kanserden kaynaklanma ihtimali düşük olsa da, her ihtimale karşı, özellikle de hastalar dört haftadan uzun süredir bu belirtileri yaşıyorsa, erken dönemde bir aile hekimi tarafından kontrol edilmeleri önemlidir.
İngiltere'de her yıl yaklaşık 11.000 pankreas kanseri vakası teşhis ediliyor ve 9500 ölüm gerçekleşiyor. Bu da her saat bir İngiliz’in hastalıktan ölmesine denk geliyor.
NEDENİ TAM OLARAK BİLİNMİYOR
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Esin Korkut, pankreas kanserinin kesin nedeninin tam olarak bilinmediğini, ancak pankreas kanseri olma riskini arttırabilecek bazı nedenlerin bilindiğini söyledi ve bu nedenleri şöyle sıraladı:
“Pankreas kanserine yakalanma riskinde tütün kullanımı, diyet, alkol tüketimi ve yüksek kalorili alım gibi çeşitli çevresel risk faktörlerinin rolü olduğu düşünülür. Sigara içmek pankreas kanseri riskini arttırır ve tütün sigarasına bağlı pankreas kanseri ölümlerinin tahmini nüfusa atfedilebilir oranı %11 ila %32'dir. Risk, tüketilen sigara miktarıyla artar, sigarayı bırakmakla azalır. Birçok çalışma yüksek vücut kütlesi, fiziksel aktivite eksikliği ve pankreas kanseri riski arasında bir bağlantı olduğunu ileri sürmektedir. Yüksek oranda doymuş yağ ve/ veya et, meyve ve sebzeden yoksun beslenmek kanser riskini arttırmaktadır. Çok sayıda epidemiyolojik çalışma, diabetes mellitus ile pankreas kanseri arasında bir ilişki olduğunu açıklamaktadır. Genetik geçiş de önemli bir risk faktörü olup pankreas kanseri bazı ailelerde kümelenir; pankreas kanseri olan bireylerin yaklaşık %5 ila %10'unda hastalığın aile geçmişi vardır.”
GENÇ YAŞLARDAKİ VAKALARDA ARTIŞ VAR
İleri yaş, pankreas kanseri için önemli bir risk faktörüdür. Hastalık 45 yaşından önce nadir görülür, ancak görülme sıklığı bundan sonra keskin bir şekilde artar. Vaka sayıları erkeklerde 65 ila 69 yaşlarında, kadınlarda ise 75 ila 79 yaşlarında artış göstermektedir.
Prof. Dr. Esin Korkut, son araştırmalarda gençlerde de obezite ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi faktörlerle pankreas kanserinin artan bir sıklık gösterdiğini işaret etti.
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre 1990 yılından beri 0-24 yaş arası kadınlarda pankreas kanseri sayısı yüzde 200 artarken, 25-49 yaş arası kadınlarda yüzde 34’lük artış olduğu açıklandı. Yine de pankreas kanseri, genellikle yaşlı bireylerde görülen bir hastalıktır.
ANİ KİLO KAYBINA DİKKAT!
Peki, pankreas kanseri mide bağırsak sorunları, karın ağrısı ve şişliği gibi belirtilerle sıklıkla karışıyor. Mide bağırsak sorunlarından nasıl ayırt edebiliriz?
“Pankreas kanseri başlangıç evrelerinde belirti vermeden ilerleyebilir. Belirti vermeye başladığında da çoğu zaman hastalık ilerlemiştir.” diyen Korkut belirtiler hakkında şunları söyledi:
“Karın ağrısı, hazımsızlık, nedensiz kaşıntı, ani kilo kaybı, aniden çıkan Tip II diyabet; pankreas kanserinin habercisi olabilir fakat ilerleyen dönemlerde görülmeye başlayan en yaygın pankreas kanseri belirtileri; kilo kaybı, karın ağrısı, sarılık, iştah kaybı, bulantı-kusma, halsizlik, yorgunluk, ishal, sindirim zorluğu, sırt ağrısı, cam macunu renginde dışkılama, solgunluk, aniden ortaya çıkan ve aile öyküsü bulunmayan şeker hastalığı ve depresyon gibi semptomlardır. Sarılık yokken kaşıntı, diyet yapılmadığı halde kilo kaybı ciddiye alınmalı, bir hekime başvurulmalıdır. Aile öyküsü olmayan ani gelişen Tip II diyabette de pankreas kanseri yönünden araştırmalar yapılmalıdır.”
Korkut, kronik pankreatit, pankreasın uzun süreli iltihabının pankreas kanseri riskinin artmasıyla bağlantılı olduğunu, özellikle bazı kronik pankreatit tiplerinde (herediter pankreatit gibi) pankreas kanseri gelişme riskinin normal bireylere kıyasla belirgin ölçüde yüksek olduğunu söyledi ve pankreatit tedavisinde olan hastaların alkol, sigara kullanımından kaçınması gerektiğini vurguladı.
Akut pankreatit için de aynı şey geçerli mi?
Akut pankreatitin kendisinin kansere dönüşmeyeceğini ancak tekrarlayan pankreatit nöbetleri kronik pankreatite yol açabilir ve bu durumun ise uzun vadede kanser riskini arttırabileceğini ifade etti.
Son yıllarda oldukça moda olan zayıflama iğnelerinin vakaların artmasında etkisi nedir? Zayıflama iğneleri pankreatit gelişimine ve pankreas kanserine zemin hazırlayabilir mi?
“Obezite tedavisinde kullanılan zayıflama iğneleri sıklıkla iyi tolere edilse de karın bölgesinde şiddetli ve sürekli ağrı, mide bulantısı, kusma gibi belirtilerle kendini gösterebilen akut pankreatite nadir de olsa yol açabilir.” diyen Korkut, herhangi bir nedenle akut pankreatit olan hastaların tekrarlayan akut pankreatite ve ardından kronik pankreatite ilerleme riski altında olduklarını, kronik pankreatitli hastaların pankreas kanseri için daha yüksek risk altında olduklarını söyledi.
ÇOĞUNLUKLA İLERİ EVREDE TESPİT EDİLİYOR
Türkiye’de kanser istatistik verilerine göre ülkemizde pankreas kanserinin tüm kanserlerin içinde dokuzuncu sırada yer almaktadır. Ülkemizde pankreas kanseri erkeklerde yüzde 10,6, kadınlarda ise yüzde 5,9’luk görülme oranına sahip. Hem kadın hem erkeklerde ölüm oranı ise yüzde 7,7 dir. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere pankreas kanserleri, çoğunlukla ileri evrede teşhis ediliyor ve etkili tedavi seçeneklerinin kısıtlı olduğu bir kanser türü olmaya devam ediyor.