Araştırma sonuçları şaşırttı | Yemek yerken dinlediğiniz müzik türü iştahınızı etkiliyor! Klasik müzik dinlemek zayıflatıyor

Müzik hayatımızın her alanında var. Kim zaman sevinçliyken son ses müzik açıp bağıra bağıra dinleriz bazen hüzünlenir dinlediğimiz şarkılarda kendimizi kaybederiz. Genel olarak dinlediğimiz müzik türü kişiliklerimiz hakkında da ipuçları verir. Bunun haricinde müzik; doğrudan olmasa da dolaylı olarak, yeme içme davranışlarımızı etkileyebilir. Bazı müzik türleri besin tüketimimizi artırabilirken bazıları azaltabilir. Buna bağlı olarak da kişinin kilosu değişebilir.

Klasik müziğin rafine zevklere sahip olanların tercih ettiği düşünülür ama görünüşe göre bu zevkleri yemek tercihlerini de etkiliyor.

Yeni yapılan bir araştırmada, klasik müzik dinleyenlerin az yağlı yiyecekleri tercih etme ve daha az kalori tüketme olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

Aralarında University College London'dan uzmanların da bulunduğu bir grup araştırmacı, kilo vermenin sırrının yemek yerken dinlendirici klasik müzik dinlemek olabileceğini öne sürüyor.

Brain Topography dergisinde yer alan bulgular, dinlendirici müziğin iştahı azalttığını, neşeli parçaların ise iştahı artırdığını gösteren daha önceki araştırmaları destekliyor. Yemek saatlerinde caz, rap ya da rock müzik türlerine maruz kalmak, daha sağlıksız, daha kalorili abur cuburları tercih etmemizi sağlıyor. Araştırmacılar daha yavaş tempolu, rahatlatıcı klasik müziğin beynin açlık hissi yaratan bölümlerindeki aktiviteyi azaltabileceğini düşünüyor.

Bazı çalışmalar, daha düşük sesli müziğin ve daha yüksek perdeden çalınan müziğin insanların sağlıklı gıdalara yönelik tercihlerini etkilediği, bu bağlamda müzik ve yemek arasında potansiyel bir bağlantı olduğunu doğruluyor.

Müziğin, duygu durumu, stres seviyesi ve bilinçli farkındalık üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu belirten Klinik psikolog Gözde Göktaş, yeme davranışlarımızın da büyük ölçüde psikolojik ve duygusal süreçler tarafından şekillendiği için müzik gibi çevresel faktörlerin yeme alışkanlıklarımızı düşündüğümüzden çok daha fazla etkileyebildiğini ifade etti.

YEMEK SIRASINDA KLASİK MÜZİK DİNLEYİN

Gözde Göktaş, dinlediğimiz müzik türünün yeme davranışlarımızı nasıl etkilediği ile ilgili şunları söyledi:
“Müzik aslında fark etmeden yeme alışkanlıklarımızı yönlendiriyor. Mesela hızlı ve hareketli müzikler (pop, rock, elektronik gibi) bizi daha hızlı yemeye teşvik edebiliyor. Düşünsenize, bir kafeye gidiyorsun, fonda tempolu müzik çalıyor ve farkında olmadan yeme hızınız artıyor. Bu yüzden bazı restoranlar özellikle hızlı müzik çalar ki müşteriler çabuk yemeğini bitirsin ve masalar hızlıca boşalsın diye. 

Öte yandan, klasik müzik gibi yavaş ve sakin melodiler yeme hızımızı azaltabiliyor. Daha yavaş yemek, tokluk hissinin zamanında fark edilmesini sağladığı için daha az yememize yardımcı olabilir. Yani, eğer porsiyon kontrolü yapmak ve daha bilinçli yemek istiyorsan, yemek sırasında klasik müzik dinlemek mantıklı bir yöntem olabilir.”

STRESLE KAYNAKLI YEME KRİZLERİNE KLASİK MÜZİKLİ ÇÖZÜM

Klasik müzik dinlemenin stresimizi azaltarak aşırı yemeyi engellediğini, stresle baş edemediğimizde, çoğumuzun kendimizi abur cubur yerken bulduğunu hatırlatan Gözde Göktaş, işte burada klasik müziğin sakinleştirici etkisiyle devreye girdiğini söyledi ve sözlerine söyle devam etti:

“Stres arttığında vücut kortizol hormonu salgılıyor ve bu hormon iştahımızı artırıyor. Özellikle karbonhidratlı ve şekerli yiyeceklere yöneliyoruz. Ama klasik müzik dinleyerek kendimizi daha rahat hissettiğimizde, vücudumuzun bu aşırı yemeye olan ihtiyacı da azalıyor. Yani, stres kaynaklı yeme krizlerini azaltmanın basit ama etkili yollarından biri, yemek yerken veya stresli anlarda klasik müzik açmak olabilir.”

Göktaş, klasik müziğin fiziksel aktiviteyi nasıl etkilediğine dair çok değerli bilgilerini bizimle paylaştı:

“Spor yaparken genellikle hareketli, tempolu şarkılar açarız, değil mi? Bunun sebebi, hızlı ritimli müziklerin bizi daha motive etmesi. Ama klasik müzik bu konuda biraz farklı. Eğer yoga, meditasyon ya da hafif tempolu bir yürüyüş yapıyorsanız, klasik müzik sizi sakinleştirip odaklanmanızı artırabilir. Ama eğer koşu yapıyorsanız ya da ağırlık kaldırıyorsanız, klasik müzik size çok fazla gaza getirmeyebilir. Yani hangi tür sporu yapıyorsan, müzik seçimini de ona göre yapmak daha mantıklı.”

UYKUYA DALARKEN DE KLASİK MÜZİK

Peki klasik müzik, uyku ve metabolizmayı nasıl etkiliyor?

Uyku konusunda klasik müziğin gerçekten çok iyi olduğunu söyleyen Göktaş, özellikle yatmadan önce yavaş tempolu klasik müzik dinlemenin vücudu rahatlattığını, beyin dalgalarını yavaşlattığını ve uykuya geçişi kolaylaştırdığını belirtti.

İyi bir uykunun iştah hormonlarımızı da dengelediğini, uykusuz kaldığımızda daha fazla aç hissetmemizin sebebinin de bu olduğunu belirten Göktaş, uykusuzluğun tokluk hormone leptini azalttığını, açlık hormonu ghrelini artırdığını ve kendimizi sürekli atıştırmalık ararken bulduğumuzu söyledi ve “Kısacası kaliteli bir uyku çekmek istiyorsanız, yatmadan önce hafif bir klasik müzik dinleyerek uykuya dalışını kolaylaştırabilirsiniz.” sözleri ile tavsiyede bulundu.

Göktaş, ayrıca klasik müziğin doğrudan metabolizmayı hızlandırmadığını ama daha iyi bir uyku sağlayarak dolaylı yoldan kilo kontrolüne destek olabildiğinin altını çizdi.

KÜÇÜK BİR ALIŞKANLIK DEĞİŞİKLİĞİ İLE BÜYÜK FARKLAR YARATILABİLİR

Bir de TV izlerken yemek yeme durumu var. Bu durum kilomuzu nasıl etkiliyor?

“TV karşısında yemek yediğimizde, beynimiz tamamen izlediğimiz şeyle meşgul oluyor ve ne kadar yediğimizi fark etmiyoruz. Normalde yiyeceğimizden çok daha fazla yemek yiyoruz.” Diyen Göktaş TV’de dönen abur cubur reklamlarının da bilinçaltımızı etkilediğini, bunları gördükçe canımızın daha fazla atıştırmalık çekmeye başladığını belirtti.

Yemek yerken mümkünse televizyon, telefon veya bilgisayar gibi dikkat dağıtıcı şeylerden uzak durmak ve yeme farkındalığını artırmanın çok önemli olduğunu hatırlatan Göktaş, son olarak klasik müziğin yemek düzeninden uyku kalitesine kadar birçok şeyi olumlu etkileyebildiğini, küçük bir alışkanlık değişikliğiyle büyük farklar yaratmanın mümkün olduğunu önemle vurguladı.