Güncelleme Tarihi:
6 aylıktan itibaren alerjilerle yaşayan Chloe Ramsay’in yıllar içinde bazı alerjileri kaybolurken başka şeylere karşı yeni tepki vermeye başladı. Yıllar içinde hayati tehlikeye yol açan birçok alerjik reaksiyon geçirdi ve bunlardan bazıları onu hastanelik etti.
Muz, patates, bazı tatlılar, evcil hayvanlar ve mum gibi alerji tetikleyiciler, Chloe’nin ağzının ve boğazının tehlikeli bir şekilde şişmesine ve cildinin kurdeşen dökmesine neden oluyordu. Altı aylıktan beri alerjiden mustaripti ancak kısa bir süre önce ‘polen gıda alerjisi sendromu’ teşhisi kondu. Tatlılar, meyveler ve hatta parfümler de dahil olmak üzere polen türevi maddelere karşı alerji geliştirdi.
Bu teşhis onun alerjilerinin çoğunu açıklıyor ancak bu alerjilerin en sıra dışı olanı, tıbbi olarak akuajenik ürtiker olarak bilinen suya karşı bir alerji geliştirmesi. Neyse ki su içmek herhangi bir soruna yol açmıyor ama cildiyle temas etmesi acı veriyor.
Chloe’nin suya alerjisi neredeyse aniden ortaya çıktı. Bir gün duş alırken kaşınmaya başladı. “Şampuanımı, saç kremimi, duş jelimi ve suyun sıcaklığını değiştirdim ama hiçbiri işe yaramadı.” diyen Chloe başka bir gün tren beklerken yağmura yakalandı ve mahsur kaldı.
İçeri girdiğinde feci şekilde kaşınmaya başladı. Zaman zaman yaşadığı acı nedeniyle annesine ‘Buna daha fazla katlanamayacağım’ dediğini ifade eden Chloe, yaşadığı hissi 'Cildinizde karıncaların gezinmesi gibi kaşıntılı ve acı verici olabiliyor. Derimi bıçakla kazımak ister gibi hissediyordum.” diyen diye tanımladı.
Daily Mail’e “İlk alerjilerimi ben altı aylıkken ve annem beni sütten keserken anlamış. Bana patates ya da muz verildiğinde morarıp bayılıyormuşum ama neyse ki artık tepkilerim o kadar kötü değil.” diye açıklama yapan Chloe’nin, sık sık yeni alerjileri ortaya çıkıyor ve bunların şiddetleri de değişebiliyor.
Bu yüzden Chloe, bir Excel tablosu kullanarak alerjilerini takip etmeye çalışıyor. Şu anda çilek, kivi, meyve suları gibi yiyecekleri yiyemiyor, kokulu şampuanlar ve vücut jellerini kullanamıyor. Alerjik reaksiyonlarını kontrol altında tutmak için ayda iki kez iğne oluyor. "Şimdiye kadar hiç kimse ömür boyu bu iğneyi kullanmadı. Görünüşe göre ben tamamen iyileşmeyen yüzde üçlük şanssız gruptan biriyim.” diyen Chloe, hayatının geri kalanında da böyle olacağını düşünüyor.
BİR SONRAKİ ALERJİN OKSİJENE Mİ OLACAK?
“O kadar çok şeye alerjim var ki ailem 'bir sonraki alerjin ne olacak, oksijen mi?' diye şaka yapıyor.” diyen Chloe, çocukken sık sık hastaneye gittiğini hatırladığını, o zamanlar çok şanssız olduğunu düşündüğünü, çok üzüldüğünü ama artık gülüp geçtiğini söyledi.
Yıllar içinde aşırı bir reaksiyonu tetiklemeden gıdaları metabolize etmeme konusunda eğitmek için alerji tetikleyicileri ile 'mikrodozlama' tekniğini kullandı. Chloe, alerji yapan şeyleri yediğinde ya da temas ettiğinde dudaklarda şişme, kızarıklık ve nefes aldığında 'kaşınma' hissi yaşıyordu.
Okulda taktığı küçük mavi bandı sayesinde yemek personeli alerjilerini biliyordu. Bazen ona yeni yemek yapmak zorunda kalıyorlardı.
Şimdi üniversiteli olan Chloe, biraz zorlandığını çünkü sosyal etkinliklerin çoğunun yemek üzerine kurulu olduğunu bu yüzden menüyü kontrol etmesi gerektiğini, yiyemeyeceğini bildiği yiyeceklerin etrafında oturmanın onu oldukça tedirgin ettiğini sözlerine ekledi.
Her beş İngiliz’den en az birinin alerjisi olduğu tahmin ediliyor ve en yaygın olanı saman nezlesi ya da polen alerjisidir. Hükümet verileri, Birleşik Krallık'ın %6’sının gıda alerjisine sahip olduğunu belirtiyor. En yaygın olanı ise kuruyemiş alerjisi. Süt, balık, karides ve midye gibi gıdalara karşı alerjilerin ise daha nadir olduğu düşünülüyor.
Kaynak: Daily Mail
En şiddetli alerjik reaksiyon türü anafilaksi olarak bilinir. Hayatı tehdit eden bu olay çok hızlı gelişir ve yılda yaklaşık 5000 kişinin hastaneye yatışından sorumludur. Dil, boğaz ve ağız şişmeye başlar ve hastalar nefes almakta güçlük çeker, sonunda şişme hava yollarını tıkayarak akciğerlere yeterli oksijen gitmesini imkânsız hale getirir.
ALERJİ BİR HASTALIK DEĞİLDİR
Alerji nasıl oluşur? Bir insanın neden alerjisi olur?
"Alerji" bir hastalık değildir. Alerjik reaksiyonlar bazı hastalıkların oluşmasında etkili bağışıklık sistemine ait olan tepkimelerdir.” Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemal Özyurt, halk arasında çoğu zaman bunun yanlış anlaşıldığını söyledi ve alerji gelişimini şöyle anlattı:
“Örneğin saman nezlesi bir hastalıktır ve bazı alerjenlere bağlı olabilir. Saman nezlesi olan kişilerde; örneğin polen, kedi, köpek tüyü alerjisi çıkar ve bunlara yönelik tedbirler saman nezlesinde iyileşmeler gösterebilir. Tersinden düşünülürse, polen alerjisi saptanan bir kişide hiçbir hastalık bulgusu da olmayabilir. Saptanan alerjik reaksiyon bağışıklık sisteminde daha önce oluşmuş bir reaksiyonu gösterir ve hiçbir klinik önemi kalmamış olabilir.”
Su alerjisi olarak bilinen akuajenik ürtiker nedir?
Bu sorumuza Prof. Dr. Kemal Özyurt şöyle yanıt verdi:
“Su alerjisi olduğu söylenen hastada bu alerjinin hangi hastalığa veya bulguya neden olduğu önemlidir. Su ile temas ürtiker ve/veya anjiyoödem hastalığına mı neden oluyor? Ya da sadece kaşıntı ile "Aquajenik pruritus"a mı neden oluyor? Ayrıca su alerjisi nasıl saptandı? Hangi yöntem kullanıldı? Su alerjisi "sıcak" ya da "soğuk" alerjileri ile karışabilir. 40 yaşa kadar alerji nasıl tespit edilmiş? Deri Prick testi mi? Serumda spesifik IgE mi? Deri yama testi mi? Bu alerjiler kişide hangi hastalığa neden oluyor? Hastalık teşhisi nedir? Ürtiker mi? Alerjik rnit mi? Astım mı? Dermogrefizm olan bir kişide prick testi ile her şeye alerji çıktığı sanılır. Oysa deriye her temas "alerjik reaksiyon"gibi kabarmaya neden olur ve dermografizm olan hastalarda yanlış olarak her şeye alerji var diye söylenir. “
HER YAŞTA ORTAYA ÇIKABİLİR
Bazı inanların birden bir ortaya çıkan alerjilerinin altında yatan nedenler nedir?
Özyurt, alerjik reaksiyonların her yaşta başlayabileceğini, reaksiyon oluşması için sadece önceden o madde ile karşılaşmak ve bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılık geliştirmesinin yeterli olduğunu söyledi ve alerjik reaksiyonların neden bazı kişilerde hastalığa neden olduğunun kesin bir yanıtının olmadığını sözlerine ekledi.
ZAMANLA DUYARSIZ HALE GELEBİLİR
Alerji tedavisinde mikrodozlama' tekniğinden bahseder misiniz?
Alerji tedavisinde mikrodozlama tekniğinin adından da anlaşılacağı gibi düşük dozlarda alerjeni belli aralıklarla ve artırarak hastaya vererek duyarsızlaşması olduğunu ifade eden Özyurt, bu tekniğin bazı hastalıklar için faydalı olabileceğini, ayrıca zaten doğal olarak bebekken saptanan alerjilerin zamanla duyarsız hale geleceğini vurguladı.
Bu hastaların alerjik reaksiyonlar üzerinden değil de hastalıkları için tedavi olmaları gerektiğinin altını çizen Özyurt, ürtiker varsa dermatolog, saman nezlesi varsa kulak burun boğaz uzmanı veya astım varsa göğüs hastalıkları, gıda intoleransı varsa gastroenterologlara muayene olmaları gerektiğini, eğer gerekli görülürse bu kişilerin alerji-İmmunoloji uzmanlarına yönlendirileceğini söyledi.