Güncelleme Tarihi:
Jacqueline Hooton, fit olmaktan ve bir fitness rutinine sahip olmaktan her zaman keyif aldığını ancak şimdi genç bir kadınken olduğu halinden çok daha güçlü olduğunu söylüyor.
Jacqueline, The Telegraph’ta kaleme aldığı yazısında bugüne kadar inandığımızın aksine, yaşlandıkça her şeyin daha kötüye gitmesi gerektiğini düşünmediğini, elbette yıllar içinde bazı kırışıklıklar, eklemlerde ağrı gibi etkilerin olduğunu, alacakaranlık olarak adlandırılan yıllarımızda öz güvenimizin nasıl darbe aldığını bildiğini söyledi.
Altı ay önce, tatildeyken bir yüzme havuzunun yanındaki verandadan geriye doğru düşen Jacqueline, dengesini kaybettiği yerden sadece yarım metre uzaklıkta belini kıracağınıya da havuzda boğulacağını düşünüyordu. Neyse ki düşüşünü engellemeye çalışırken sadece bileğini kırarak kurtuldu.
“Sakatlıklar, özellikle de biz 60 yaş üstü kişiler için yıkıcı olabilir” diyen Jacqueline, yaşadığı bu deneyimden öğrendiği şeyin “öz güvenini kaybetmenin ve egzersizleri durdurmanın bir çözüm olmadığı” olduğunu belirtti.
“Bunu hiçbirimiz istemeyiz ama yaşlanmayı hızlandırmak söz konusu olduğunda yapabileceğimiz en kötü şeylerden biri hareket etmeyi bırakmaktır.” diyen Jacqueline aksine hareket etmek için daha fazla çabalamanın zamanının geldiğini söyledi.
Jacqueline, bileğindeki sakatlığa rağmen antrenmanlarına devam etti ve sakatlanmayan tarafıyla kaldırabildiği kadar ağırlık kaldırdı.
"Yaşlanmak doğal bir süreç olabilir, ancak emeklilik yaşına yaklaşıyor olmanız egzersiz ekipmanlarınızı emekliye ayırmanız gerektiği anlamına gelmez.” diyen Jacqueline, 20'li yaşlarında çalışırken bütün gün ayakta olduğunu, ayrıca yetişkinlere yönelik bale ve aerobik derslerine de gittiğini söyledi.
Bunu herhangi bir hedef belirleyerek yapmadığını, sadece bedenini hareket ettirmek ve arkadaşları ile vakit geçirmek için yaptığını, 26 yaşında ilk çocuğunu hamileyken ve doğumdan sonra bile haftada iki kez yürüdüğünü söyledi.
Toplamda beş çocuğu olan Jacqueline, egzersiz yapmak için zaman bulmanın her zaman kolay olmadığını, bu yüzden evde fitness videoları izleyerek ve çocuklarla koşuşturarak haraketli kalmaya çalıştı.
Jacqueline 30’lu yaşlarından 60’lı yaşlarına kadar kendine nasıl baktığını anlattı:
30'LU YAŞLARIM
Hayatımın bu sonraki aşamasında beslenme düzenimi düşündüğümde, çoğunlukla çocuklar için sağlıklı tarifler yapıyordum. Haftada iki kez yerel bir eğlence merkezine gidiyor ve burada badminton, aerobik, spor salonu ve yüzmenin tadını çıkarıyordum. Fitness benim için daha çok diğer annelerle arkadaşlık kurmak ve izole olmamakla ilgiliydi. O zamanlar egzersizle ilgili odak noktam ‘nasıl bir beden küçülürüm’ şeklindeydi.
Şimdi bu tutumun değişmesine sevindim ama hâlâ çok imaj odaklı. Kızımın yaşındaki kızlar için her şey “nasıl düzgün kalçalara sahip olunacağı” ile ilgili. Bunun iyi bir şey olduğundan emin değilim.
40'LI YAŞLARIM
Jacqueline 40'lı yaşlarının sonunda vücut geliştirme yarışmalarına katıldı.
Çocuklar artık çoğunlukla okulda ya da kreşteydi ve Sussex sahiline taşınmıştık. Bu yaşlarda ilk kez bir spor salonunda kişisel bir eğitmenle antrenman yapmaya, serbest ağırlıklar kullanmaya ve güç ve zindelik geliştirmenin arkasındaki bilimi anlamaya başladığım zamanlardı.
İlk 10 km’lik yarışıma bu yaşta katıldım ve kuvvet antrenmanının vücudumu sakatlıklardan korumaya yardımcı olacağının farkına vardım. Benim gibi formda olmak isteyen ancak doğru bilgiye sahip olmayan pek çok kadın olduğunu fark etmem kişisel antrenör olmak istememe neden oldu.
20'li yaşlarımda asla uzun mesafe koşamazdım ama 40'lı yaşlarımın başında iki Londra Maratonu koştum. Ciddi bir şekilde antrenman yapmak beni 40'lı yaşlarımın sonunda vücut geliştirme yarışmalarına yönlendirdi. Vücut yağlarından kasların nasıl inşa edileceğini anlama sürecini büyüleyici buldum.
Bu durum benim yeme şeklimi de değiştirmemi sağladı, koşmak bana yiyecekleri yakıt olarak görmeyi öğretti. Şimdi bunun delilik olduğunu düşünüyorum. Evet, vücut yağını azaltıyor ama tam olarak dengeli bir diyet değil.
50'Lİ YAŞLARIM
Bu yıllarda rekabetçi vücut geliştirmeyi bıraktım, ancak ağırlık çalışmaya, koşmaya ve bisiklete binmeye devam ettim. Yağlı balık alımımı artırmak ve kreatin takviyeleri almak da dahil olmak üzere proteinin öneminin farkına vardım.
Maratonlarda fark ettiğim bir diz ağrısı ne yazık ki kireçlenme sorunu ile sonuçlandı. Düz koşuda sorun yoktu ama engebeli zeminlerde sorun yaşıyordum. Bu yüzden artık istediğim kadar koşamıyordum ama ben durmadım.
Dans gibi sağa sola eğilerek yaptığım bu hareketler bana gerçekten iyi geliyordu. Dans etmek denge, koordinasyon ve çeviklik için harika bir şey, yaşlandıkça tüm bunları korumak için gerekli. Dizileri hatırlamak bilişsel sağlık için de gerçekten çok iyi ve çok eğlenceli!
ŞİMDİ, 60'LARIMDA
'Hala haftada birkaç kez 5-10 km koşuyorum ya da 30-60 dakika bisiklete biniyorum. Ya da yürüyorum ve haftada dört ila beş kez kuvvet antrenmanı yapıyorum. Bunu her zaman esneme hareketleri takip ediyor.
60'lı yaşlarında bir kadın olarak, yaşa bağlı ilerleyen kas kütlesi ve güç kaybı olan sarkopeninin çok farkındayım. Ama bu kaybedilecek bir savaş değil.
Bu, diyet ve ağırlık kaldırma egzersizinin çok önemli olduğu ve vücut yağını kaybetmeye çalışırsak kasları da kaybetme riskimiz olduğunu ve bunun bizim için gerçek bir sorun haline gelebileceği anlamına geliyor.
Bu yüzden şimdi tüm vitamin ve minerallerimi almak için çeşitli taze meyve ve sebzeler, protein, sağlıklı yağlar ve rafine edilmemiş tam tahıllar içeren çeşitli bir beslenme şekline uyguluyorum. Gücümü artırmak ve kemik mineral yoğunluğumu desteklemek için kreatin takviyesi alıyorum. Bu menopoz sonrası için de oldukça faydalı.
SIFIRDAN BAŞLAMAK İÇİN ASLA GEÇ DEĞİL
Instagram'da ilk paylaştığım videolardan bu yana sosyal medyada bir takipçi kitlesi edindiğimi söylemekten mutluluk duyuyorum ve insanlara ana mesajım 'sıfırdan başlamak için asla geç olmadığı!'
Pek çok araştırma 70'li ve 80'li yaşlardaki insanların güçlenebileceğini ve kardiyovasküler zindeliklerini geliştirebileceğini gösteriyor. İnsanların onlara ilham verdiğimi söylemesi çok hoşuma gidiyor.