Güncelleme Tarihi:
SINAVDA SOL YERİNE SAĞ YAZDIM, HOCAYI ÇILDIRTTIM
Öğrenme bozukluğu olduğunu nasıl fark ettiğini ve bununla nasıl mücadele ettiğini Prof. Dr. Dilek Özcengiz şu sözlerle anlattı:
“İlkokula başladıktan kısa zaman sonra okuma yazmayı öğrendim. Ailem beni bale kursuna yolladı ve sorunları görmeye başladık. Herkes sağ bacağını kaldırırken ben solu kaldırıyordum. Yöne ait sorunlarım hep sürdü. Bazen aşağı/yukarı sağ/sol hâlâ karışabiliyor. Bale dersinden kovuldum. Çünkü dediğim gibi herkes sağ bacağını kaldırıyordu bense sol.
İkinci sınıfa başladığımda okuma yazmayı nerdeyse unutmuştum. O zaman da d ve b harflerini karıştırdığımı bazen de uzun kelimelerde hecelerin yerini değiştirdiği fark ettim. Genel olarak sorunlarım bunlardı. Okumayı unutmamak için hep okudum. Matematikte sorun yaşamadım, çok da iyiydim. Üniversite yıllarımda da sağ/sol ile ilgili sorun yaşadım. Özellikle anatomi dersleri benim için yön bulma sorunum nedeniyle zorlayıcıydı. Benim çocukluk ve gençlik yıllarımda disleksi kavramı pek bilinmiyordu. Hâlâ sınavlarda d ve b harfleri ile derdim var.
Göğüs hastalıkları staj sınavında hastayı dinleyip patolojiyi yazacaktık. Dört arkadaşım sesleri yanlış yazmıştı. Ben de sol yerine sağ taraf yazmıştım. Hocayı çıldırttım. Anatomi dersi ve zilli sınav hâlâ rüyalarıma girer.
Ama sanırım kendi yöntemimi buldum. Yaptığım en önemli şey yeteneklerimi geliştirmek, zaaflarımı bilerek yol almak oldu. Bu konularda pek yardım aldığımı söyleyemem. İsterseniz ve kendinizi tanırsanız hayatınızı doğru yönlendirirsiniz. Azim, kararlılık ve yeteneksiz olduğum alanlardan mümkün olduğunca uzak durmak. Benim yöntemim bu oldu. Bir de yıllar içinde zihnimde her şeyin fotoğrafını çekmeyi öğrendim. Fotoğrafçılık okuduktan ve fotoğraf çekmeye başladıktan sonra daha az hata yapar oldum. Ama garantisi yok. Okumayı unutmamak için o günden beri hep okuyorum. Vazgeçen kaybeder.”
Özcengiz’in anlattıklarından yola çıkarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Burak Doğangün’e öğrenme bozuklukları hakkında merak edilenleri sorduk. Gelin öğrenme bozukluğunun tüm detaylarına 5 soruda bakalım.
DİSLEKSİ BİR ÖĞRENME BOZUKLUĞUNUN ALT TİPİDİR
1- En basit tabiriyle disleksi nedir?
Disleksi kelime anlamı olarak okuma güçlüğü demektir. Aslında özgül öğrenme bozukluğunun bir anlamda halk arasındaki adıdır disleksi. Özgül öğrenme bozukluğunun 3 alt tipi vardır: Okuma güçlüğü, yazma ile ilgili zorluklar (disgrafi) ve matematik alanında yaşanan problemler (diskalkuli).
Bu üç alt tipin yani disleksinin, disgrafinin ve diskalkulinin çoğu zaman birleşmesine ‘özgül öğrenme bozukluğu’ diyoruz. Halk arasında özgül öğrenme bozukluğu yerine disleksi deniyor ama az önce de ifade ettiğim gibi aslında disleksi, özgül öğrenme bozukluğunun alt gruplarından bir tanesidir.
Peki özgül öğrenme bozukluğu nedir? Özgül öğrenme bozukluğu çocuğun zekâsının, zihinsel fonksiyonlarının yeterli olmasına, uygun eğitim şartlarına sahip olmasına rağmen akademik başarısının yaşından ve var olan zihinsel durumundan beklenenden daha düşük olması durumudur.
Bunun çeşitli nedenleri olabiliyor. ‘Learning disorder’ olarak adlandırılan öğrenme bozuklukları daha çok genetik olarak aktarılan bir durumdur.
EN SIK 5-8 YAŞLARI ARASINDA ORTAYA ÇIKIYOR
2- Öğrenme bozuklukları hangi yaşlarda kendini belli etmeye başlar?
Disleksi bir okuma güçlüğü olduğu için okulla ilgili problemler grubuna girer. Dolayısıyla okul çağı çocuklarında görülür. Şimdi artık okul, 3-4 yaşlarından itibaren kreş ile başlıyor. Ama temelde disleksiye dair belirtiler çoğunlukla ilkokul döneminde görülüyor. Ancak anaokulu döneminde de okuma ve yazma güçlüğü ile ilgili belirtiler karşımıza çıkabiliyor. Belirtilerin en sık görüldüğü yaş grubunun ise 5 ile 8 yaş arası olduğunu söyleyebiliriz.
6 İLE 9, B İLE D, 3 İLE E, SAĞ İLE SOL KARIŞIR
3- Aileler çocuklarında özellikle hangi işaretleri takip etmeli?
-- Bu çocuklar okumayı yazmayı ya da akademik fonksiyonları genel olarak yaşıtlarından çok daha tepkili bir şekilde karşılıyorlar, hiç sevmiyorlar. Okumayla, dersle, ödevle ilgili herhangi bir problem olduğunda bu çocuklar, ciddi tepkiler verebiliyorlar. Çünkü disleksi olan çocukların okuma hızları yavaştır, okuduğunu anlama oranı düşüktür.
-- Ses ayrımıyla ilgili problemler yaşayabilirler, kelimeleri arka arkaya söyleme güçlükleri olabilir.
-- Okuma sırasında sıklıkla çeşitli hatalarla karşılaşılır; okudukları metinlerde atlamalar, eklemeler kelimelerin çarpıtılması ya da farklı gördüğü kelimeleri bir başka kelimeye benzetme şeklinde problemler olabilir.
-- Yazma konusunda sorunlar yaşayabilirler, harfleri sesleri birbirine karıştırabilirler. Mesela b harfini d harfi gibi yazabilirler.
-- 6 ile 9'un, 3 ile E harfinin karıştırılması gibi durumlar okul döneminde çok sık yaşanabiliyor.
-- Bu çocuklar çoğunlukla sağ ve sol kavramlarını karıştırırlar.
-- Bazı durumları ya da bazı kelimeleri öğrendikten sonra da hatırlamakta zorluk yaşayabilirler.
-- Sadece sağ ve sol değil, yan, üst, ön ve arka gibi kavramları öğrenmede de zorluk yaşanabiliyor.
-- Amca, dayı, teyze, hala gibi akraba terimlerini öğrenmede zorlanabilirler.
-- Zamanı öğrenmede sorun yaşarlar ve günleri ayları çok sık karıştırabilirler.
-- Bu çocukların gelişimleri sırasında bedensel koordinasyon sorunları da vardır. Çok sıklıkla sakarlıklar gözlemlenir. İnce motor becerileri ve kaba motor becerileri yaşıtlarına göre daha sıkıntılı olabilmektedir.
4- Aileler kadar öğretmenlerin de bu konuda dikkatli olması, öğrenme bozukluklarının fark edilmesi açısından önem taşıyor. Öğretmenler nelere dikkat etmeli?
Öğrenme bozukluğu ya da disleksisi olan çocuklarda öğretmenlerin ya da okul personelinin özellikle daha dikkatli olması ve özenli davranması gerekiyor.
Öğretmenler, çocuğun bazı harfleri karıştırdığını, okuma konusunda direnç gösterdiğini, aşırı kaygılandığını, özgüveninin düştüğünü, çizgi çizmekle ilgili sayıları yazmakla ilgili zorluk yaşadığını fark ederse, bir yandan da genel kapasitesinin aslında iyi olduğunu görürse mutlaka dikkat etmeli, ihtiyatla yaklaşmalı.
Öğretmenler, öğrencilerinde böyle bir durum fark ederse değerlendirme için aileyi ve çocuğu bir çocuk ve erken psikiyatrisine yönlendirmeli.
5- Öğrenme bozukluklarının görülme sıklığı nedir?
Genel olarak öğrenme bozukluklarının dünya genelindeki görülme sıklığının yüzde 5-10 arasında olduğu iddia ediliyor. Ancak alt tiplere baktığımızda okuma bozukluklarının dünya genelinde yüzde 4 ila 18 arasında, matematik bozukluklarının yüzde 1,5 ila 6 arasında, yazılı anlatım bozukluklarının ise yüzde 5 ila 8 arasında olabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar mevcut.
Ayrıca öğrenme bozukluklarının kız ve erkeklere göre dağılımına baktığımızda bazı çalışmalar erkeklerde 3 ila 5 kat daha sık görüldüğünü söylüyor. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar kız çocuklarıyla erkek çocukları arasında belirgin bir oran farkının olmadığını gözler önüne seriyor.