Güncelleme Tarihi:
‘Rusya'nın en karanlık yazarı’ olarak anılan Fyodor Dostoyevski son dönemlerde çok daha fazla konuşulur oldu. Beyaz Geceler isimli kitabıyla İngiltere'de gençlerin yeni trendlerinden biri haline gelen Dostoyevski’nin 177 yıllık kitabı deyim yerindeyse patlama yaptı, satıl rekorları kırdı.
Sadece Dostoyevski’nin Beyaz Geceler’inin İngiltere’de yeniden gündem olması değil, retroya merak aslında ülkemizde de söz konusu. Genç kuşak eskilere gözle görülür bir dönüş yaşıyor.
Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna’sının, Kuyucaklı Yusuf'unun yeniden popüler olup çok satanlar listesine girmesi buna en iyi örneklerden bir tanesi.
Bir diğer örneği de müzik üzerinden vermek gerek. Son yıllarda insanlar eski şarkılara daha fazla yöneldi. 15 yaşında bir genç Müslüm Gürses dinlemeyi seviyor, bazıları ise 90'lı yılların pop müziklerinden kopamıyor.
Peki bu eskiye olan sevdanın altında hangi nedenler yatıyor? Sosyolog ve Sosyal Psikolog Doç. Dr. Ahu Özmen Akalın anlatıyor.
100 YIL ÖNCE YAZILANLAR SALT GERÇEKLİKLE YAZILMIŞ, ŞİMDİ BUNA RASTLAMAK ZOR
“Nasıl oluyor da Dostoyevski'nin 177 yıl önce, Sabahattin Ali'nin 81 yıl önce yazdığı kitap yeniden popüler oluyor?” diye sorduğumuz Ahu Özmen Akalın, “Bildiğiniz üzere, günümüz toplumları ciddi bir dijitalleşme gerçeği ile karşı karşıya. Teknolojinin gelişmesiyle iletişim araçlarının geldiği nokta gerçekten akılları zorluyor. Hepimiz bu dijital dünyanın resmen esiri haline gelmiş durumdayız. Dijital ortam ciddi bir bilgi kirliliğine sebep oluyor. Haliyle, neyin gerçek neyin yalan olduğunu ayırt etmekte zorlanıyoruz” dedi ve ekledi:
“Özellikle entelektüel seviyesi yüksek insanlar ve bu bilgi kirliliğinden kendini mustarip hissedenler, kişisel gelişimlerinin durduğunu veya yanlış bilgilere doğru süründüklerini hissedebiliyor. Haliyle geçmişe bir dönüş, geçmişte yazılan çizilen eserlere bir dönüş onlara daha mantıklı ve besleyici gelebiliyor. Çünkü 100 yıl önce yapılan araştırmalar, yazılan kitaplar salt gerçeklikle ve doğrulukla yazılmış. Bu yazılarda saflık ve masumiyet var. Maalesef günümüz dünyasında artık çok daha az rastladığımız değerler bunlar.”
ESKİYE ÖZLEM, DUYGUSAL İFADELER VE BESTELERDEKİ KALİTE
Peki ya müzik zevkleri… Neden birçok insan eski şarkıları dinleyince daha mutlu hissediyor?
“Genel anlamda değerlerin, fikirlerin yozlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Bugünün sanat dünyası, bugünün besteleri, şarkıları insanlara duygusal anlamda bir şey ifade etmiyor” diyen Akalın, soruyu detay detay şöyle cevapladı:
-- 90’lar Türkiye’nin pop müzikle tanıştığı yıllar olarak biliniyor. Türk pop müziği o yıllarda çok ciddi bir atak yapmıştı. 90’ların şarkıları, şarkı sözleri, bestelerdeki kalite bizlerin iç dünyasını, duygularını yansıtıyordu.
-- Bildiğiniz gibi aşk şarkıları Kayahan’dan, aşk acısı ve duyulan özlem Sezen Aksu’dan soruluyordu. İnsanlar bu şarkıları dinlerken bir anlamda terapi yapıyorlardı.
ŞARKILARDA RUH VARDI
-- Şarkılarda ve sözlerde anlam ve ruh vardı. Bence müzik piyasası da bu durumun farkında ki, radyolarda bir sürü nostalji kanalı bulunuyor.
-- Bu durumun en belirgin sebebi ise eskiye özlem. Eski duygulara, değerlere bir özlem var. Çünkü o dönemlerde her şey daha anlamlıydı. Bugün ise dijitalleşmenin etkisiyle birçok şey anlamını yitirdi.
DAHA ÇOK 20’Lİ YAŞLARDA GÖZLEMLENİYOR
-- Gençler farklı duygusal arayışlar içine girdiler. Sosyolojik olarak post modern bir toplumsal yapıda olduğumuzu söyleyebilirim; geçmişi bugünde yaşamak ve yaşatmak, geçmişin değerleriyle bugüne anlam kazandırmak davranışsal bir durum haline geldi.
-- Çok daha genç nesilde eski şarkılara ya da kitaplara eğilim ebeveyn yönlendirmesi sonucu meydana geliyor olabilir. Nostalji müzik yapan radyolar da fazla. Bunun da eski müziklere rağbetin artmasında etkili olduğunu düşünüyorum. Ancak geçmişe özlemi genelde 20’li yaşlar ve daha ilerisinde gözlemliyoruz.
Fotoğraflar: iStock, Hürriyet Arşiv